Prof. Dr. V e d a t

I ş ı k h a n

 

Geleceğimiz olan çocuklarımız için küresel politikaların oluşturulmasına ve uygulanmasına önemli katkılar sunan bir ülkeyiz. İttifak 8.7 ortaklığının rehber ülkesi olarak, çocuk işçiliği ile mücadele alanındaki kararlılığımızı perçinliyor ve dünya ülkelerine örnek oluyoruz. İnsanı merkeze alan bir yaklaşımla temel hak ve hürriyetlerin geliştirilmesi ve korunması adına politikalarımızı kararlılıkla sürdüreceğiz.

 

Vedat Işıkhan, konuşmasında, Gazze’de İsrail tarafından hastaneler, okullar, ibadethaneler, masum ve savunmasız sivillerin bulunduğu her yerin hukuksuzca, acımasızca ve vahşice vurulduğunu söyledi.

İsrail’in açıkça bir soykırım suçu işlediğini ve bebek, çocuk, kadın, erkek ayrımı gözetmeksizin masum kanı dökmeye devam ettiğini belirten Işıkhan, ‘Coğrafya fark etmeksizin dünyadaki tüm halklar ve tüm insanlık bu vahşetin bir an önce son bulması yönünde her gün tepkisini ortaya koymaktadır.’ dedi.

İsrail’in insanlığın vicdanında yargılandığını ancak hukuk önünde de hesap vermesi ve bu katliamları durdurması gerektiğini dile getiren Işıkhan, uluslararası kamuoyu gibi uluslararası aktörlerin de barış ve itidalden yana tavır ortaya koymasının önem arz ettiğini vurguladı.

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın riyasetinde Türkiye’nin bu acının son bulması için insani yardım ve diplomatik temaslarla her türlü çözüm yoluna başvurduğunu söyleyen Işıkhan, bu çabaların bölgeye huzur gelene kadar devam edeceğini belirterek ‘İnsani ve uluslararası değerleri yok sayarak Filistin halkına yaşatılan bu zulmü ve şiddeti lanetliyor, mazlum ve masumların yanında olmaya devam edeceğimizi bir kez daha ifade etmek istiyorum.’ diye konuştu.

Türkiye Yüzyılı’nda barış ve huzur iklimini tesisin en somut adımının Türkiye’yi her bakımdan daha güçlü bir küresel aktör haline getirecek verimli çalışmalara imza atmak olacağını vurgulayan Işıkhan, ‘Bir taraftan Gazze’de çocukların yaşama hakkını konuşurken bir taraftan da bugün dünya çocuklarının hakları içinde mücadele veren İttifak 8.7 kapsamında gerçekleştirdiğimiz çalıştayımız da tam olarak böyle bir amaca hizmet etmektedir.’ ifadesini kullandı.

 

“Köklü Sosyal Devlet Anlayışımızın Temelinde; Her Kesimin Korunduğu, Gözetildiği ve Geleceğe Güvenle Baktığı Bir Sistem Anlayış Yatmaktadır” 

 

Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın ortaya koyduğu Türkiye Yüzyılı vizyonunun, çalıştayın gelecek döneme ilişkin iki temel hedefinden birisi olduğunu belirten Işıkhan şöyle devam etti:

‘Diğeri ise küresel ölçekte referans hedefi olan Birleşmiş Milletler Sürdürülebilir Kalkınma Amaçlarıdır. Sürdürülebilir kalkınma amaçlarının temel misyonu kimseyi geride bırakmama yaklaşımıyla 2030 hedeflerine ulaşmaktır. Bizim de köklü sosyal devlet anlayışımızın temelinde her kesimin korunduğu, gözetildiği ve geleceğe güvenle baktığı bir sistem anlayışı yapmaktadır. Bu anlayışa uygun olarak 8. Sürdürülebilir Kalkınma Amaçları da insana yakışır iş ve ekonomik büyümeyi amaçlamaktadır. Bu kapsamdaki alt hedeflerimizden biri olan 8.7 hedefiyle daha spesifik olarak zorla çalıştırma, modern kölelik, insan ticareti ve çocuk işçiliğinin ortadan kaldırılması hedeflenmektedir.’

Türkiye Yüzyılı vizyonunun hem hükûmetin 21 yıllık eser ve hizmet siyasetinin sembolü hem de 2023 yılıyla birlikte geleceğin Türkiye’sini inşa etmenin yol haritası niteliğinde olduğunu söyleyen Işıkhan çalıştayı bu yolda önemli bir adım olarak gördüklerini aktardı.

Bakanlık olarak çocuk işçiliğiyle mücadelenin ulusal koordinasyonunu yönettiklerine dikkati çeken Işıkhan bu alanda 1990’lı yıllardan bu yana ciddi bir tecrübeye ve birikime sahip olduklarını söyledi.

Ülkenin geleceği olan çocuklar için küresel politikaların oluşturulmasına ve uygulanmasına önemli katkılar sunabilecek bir rehber haline geldiklerini belirten Işıkhan, ‘Türkiye’de bu birikimin oluşmasında Birleşmiş Milletler Çocuk Hakları Sözleşmesi ile 138 ve 182 sayılı ILO sözleşmelerine uyumlu olarak hazırlanan Çocuk İşçiliğiyle Mücadele Ulusal Programımızın çok önemli bir yeri bulunmaktadır.’ dedi.

 

‘Zorla çalıştırma ve insan ticareti bizim lügatimizde bulunmamaktadır’

Türkiye’nin zorla çalıştırma ve insan ticaretiyle mücadele alanlarında kararlılığını perçinlemeyi amaçladıklarını ifade den Işıkhan, Türkiye Yüzyılı politika hedeflerinin de temel hak ve hürriyetleri geliştiren ve insanı merkezine alan bir yaklaşımla hazırlandığını kaydetti.

İnsanı odak alan ve geleceğe yatırım yapan bir ülkede çocuk işçiliğine müsamaha gösterilmeyeceğini dile getiren Işıkhan, ‘Zorla çalıştırma ve insan ticareti bizim lügatimizde bulunmamaktadır. Dünya görüşü insanı yaşatmak üzerine inşa edilmiş bir medeniyetin mensupları olarak insani kalkınma, temel insani haklar, emek ve hak kavramları tüm çalışmalarımızın odak noktasını oluşturmaktadır.’ şeklinde konuştu.

Tüm diyalog mekanizmalarını bu kapsamda etkin şekilde sürdürdüklerini söyleyen Işıkhan, uluslararası norm ve standartlara uyumlu, yeniliklere açık, insana yakışır bir çalışma hayatının özellikle çocuk işçiliği gibi insan haklarına aykırı bir durumun önlenmesinden geçtiğini belirtti.

Avrupa Birliği’ndeki, firmaların insan haklarını gözeten ve çevreye duyarlı ticari faaliyetlerine yönelik yasa çalışmalarını bakanlığının dikkatlice takip ettiğini anlatan Işıkhan, bu gelişmelerin çalışma hayatında insan haklarının korunmasına yönelik özellikle özel sektöre önemli görev ve sorumluluklar yüklediğini söyledi.

İnsan haklarına saygılı ve çocuk işçiliğinin olmadığı bir çalışma hayatının sadece devlet kurumları üzerinden inşa edilemeyeceğini dile getiren Işıkhan, ‘Toplumun tüm kesimlerinin ve bu alanın temelinde yer alan özel sektör işletmelerinin bu anlayışı sahiplenmesi ve taşın altına elini koyması başarıya ulaşmanın temel anahtarıdır.’ dedi.

Bakanlık olarak çalışma hayatının tüm tarafları ve ilgili tüm kesimleriyle sosyal diyalog anlayışıyla çalışmaları yürüttüklerini işaret eden Işıkhan, çalışma hayatının geleceği adına en iyi sonucu ortaya koymak için tüm iletişim kanallarını açık tuttuklarını, sosyal diyalog mekanizmalarını ise etkin ve verimli bir şekilde kullandıklarını anlattı.

Çalışma barışının ve endüstri ilişkilerinin geliştirilmesi temel amacıyla oluşturulan Üçlü Danışma Kurulunu 5 yıl sonra Türkiye Yüzyılı’nda sosyal diyalog gündemiyle yeniden topladıklarını hatırlatan Işıkhan şunları kaydetti:

‘Yakın zamanda inşallah Kamu Personeli Danışma Kurulu ve Çalışma Meclisimizi de çalışanlarımızın ve işverenlerimizin sor